-
[color=#FF0000][b]18. iflas: Franklin Bank kapandı[/b][/color]
Houston merkezli Franklin Bank cuma günü kapatıldı, bu da devam eden kredi krizi ortasında bu yıl 18. banka iflası oldu.
Federal Mevduat Sigorta Fonu FDIC, Frankin Bank´ın toplam varlıklarda 5.1 milyar dolar ve ve toplam mevduatlarda 3.7 milyar dolara sahip olduğunu belirtti.
FDIC, Franklin Bank´ın iflasının fona maliyetinin 1.4 milyar dolar ile 1.6 milyar dolar arasında olacağını hesapladı.
-
[B][COLOR="Red"]Las Vegas´ta işler bozuldu[/COLOR][/B]
ABD ekonomisinin durgunluğa girmesi Las Vegas´ı vurdu. Geçen hafta bu ara pek iflas edecek şirket olmadığını yazmıştık ama bu kez kötü haber Las Vegas´tan geldi.
Milyarder Sheldon Adelson´ın kumarhaneler zinciri Las Vegas Sands, borçlarını ödeyemeyebileceği ve iflas edebileceğini söyledi. Şirket hisseleri perşembe günü halka açıldığı günden bu yana en büyük düşüşünü yaşadı ve yüzde 33 geriledi. Şirket hisseleri bu yıl toplamda %91 geriledi.
Haziran sonunda 8.8 milyar dolar borcu olan şirketin, yeni inşaat harcamalarını kısıp Las Vegas Strip kumarhanelerinin karlılığını yükseltmesi ve sermaye artırması gerekiyor, aksi halde Citigroup, Goldman Sachs ve Lehman Brothers tarafından verileri kredileri geri ödeyemeyecek. Oysa kumarhanelerin sahibi Adelson, bir dönem ABD´nin zenginler listesinde üçüncü sıradaya kadar yükselmişti.
Grafikte ABD finans sistemindeki çöküşün Las Vegas´a nasıl yansıdığı görülüyor. 2002´den 2007´ye kadar artan gelirler 2008´de inişe geçti. Yılın son çeyreğinde tablonun daha da bozulması beklenebilir.
Kumar oynayanların çoğu bankacılar-borsacılar mıydı yoksa? Şirketleri ve portföyleri yönetme şekillerine bakınca ayrıca Las Vegas´a gitmelerine gerek yoktu.
Bu haber Sabah gazetesi İşte İnsan ekinde Forbes Para Yatırım raporunda yer almıştır.
-
[B][COLOR="Red"]Dünya merkez bankası[/COLOR][/B]
Fed krizle birlikte bir dünya merkez bankasına dönüştü. Fed bugün Japonya´dan İsviçre´ye Güney Kore´den Brezilya´ya kadar dünyanın önde gelen ekonomilerinin tümünde dolar likiditesi sağlıyor. Fed´in bu şekilde sağladığı imkan 700 milyar dolara ulaşmış durumda. (Mali sistemi daha sağlıklı olan Türk piyasalarında ise buna gerek olmadı.)
Fed´in kendi mali sistemini ayakta tutmak için sağladığı likidite toplamı da bu civarda. Fed, son olarak Büyük Buhran´dan kalma acil önlem yetkilerine dayanarak özel şirket tahvillerini de satın almaya başladı. Fed, ABD 1.6 trilyon dolarlık kısa vadeli şirket tahvili piyasasındaki payını 245 milyar dolara çıkarttı. 7 Ekim´de kredi piyasasındaki sıkışıklığı çözmek için şirket tahvilleri satın almaya başlayan Fed böylece bu piyasadaki payını yüzde 15´e yükseltti.
Özel sektör tahvilleriyle birlikte Fed´in dünya piyasalarına sağladığı likidite 1,7 trilyon dolara ulaştı.
Global mali sistemi ayakta tutmak için yaptığı müdahaleler Fed bilançosunun bir yıldan biraz uzun sürede bir buçuk misli büyümesine yol açtı. Fed´in 820 milyar dolar büyüklüğünde olan bilançosu 2 trilyon 75 milyar dolara çıkmış durumda ve hala artıyor.
ABD iflas eden kurumları kurtarmak ve ekonomiyi canlandırmak için boğazına kadar borçlanıyor, Fed dünyanın her yerinde para saçıyor ve dolar yükseliyor. Bu işte bir terslik var...
Bu haber Sabah gazetesi İşte İnsan ekinde Forbes Para Yatırım raporunda yer almıştır.
-
[B][COLOR="Red"]Security Pacific, 19. batık banka oldu[/COLOR][/B]
FDIC ve düzenleyiciler Los Angeles merkezli Security Pacific Bankası´na el koydular bu iflas eden 19. banka.
FDIC´in açıklamasına göre yine Los Angeles merkezli Pacific Western Bankası, Security Pacific´in bütün mevduatlarını üstlenecek.
17 Ekim itibariyle Security Pacific toplam varlıklarda 561.1 milyon dolar ve toplam mevduatlarda 450.1 milyon dolara sahip.
Securitiy Pacific´in dört şubesi Pazartesi Pacific Western´in şubesi olarak yeniden açılacak. Batık bankanın mudileri otomotik olarak Pacific Western´in mudileri olacak. Mevduatlar FDIC tarafından güvence altında tutulmaya devam edecek.
FDIC´in hesaplarına göre fona maliyet 210 milyon dolar olacak.
-
[B][COLOR="Red"]Goldman: İşsizlik % 8,5´e çıkacak[/COLOR][/B]
Goldman Sachs ekonomistleri işsizlik oranının gelecek yılın sonunda %8.5´e yükselmesinin beklendiğini ve 2010´un başlarında yavaş yavaş daha da yükseleceğini belirtti.
Raporda, işsizlik oranında en düşük nokta ile en yüksek seviye arasında 4 puandan fazla artış olacağını, bunun da ikinci Dünya Savaşı´ndan beri en yüksek oran olacağı belirtildi.
Goldman analistleri gelecek üç çeyrek için beklentilerini düşürdü ve Fed´in Aralık´ta faiz oranı hedefini %0.50´ye düşürmesini beklediklerini kaydetti.
Analistler bu değişikliklerin temel nedeni olarak ABD iç talebi ve üretimin ciddi şekilde düşmesini gösterdiler.
2010´dan önce büyüme eğilimine dair hiçbir işaret görmediklerini de eklediler.
-
[B][COLOR="Red"]´Çin ekonomisi çöker mi?´ tartışması[/COLOR][/B]
Krizi en iyi öngören ekonomist olarak öne çıkan Nouriel Roubini´nin son tahmini Çin ekonomisinin darmadağın olacağı yönünde.
"Son birkaç yıldır küresel ekonomi iki motorla çalışıyor; tüketim tarafında ABD ile üretim tarafında Çin tüm küresel ekonomiyi taşıyor" diyen Roubini, "ABD ekonomisinden daha da endişe veren şey küresel ekonominin diğer ana motoru Çin´in de sarsıldığına dair artan sinyaller" diyor.
Gelişmiş ülke ekonomileri durma noktasında ve gelişen piyasaları da aşağıya çekiyor. Ancak Çin´in durması krizin daha da derinleşmesine anlamına geliyor. Roubini’nin analizi ihracata dayanıyor ve ihracat hızla düşüyor:
"Çin ekonomisi yapısal olarak ihracata dayanıyor: Dış ticaret fazlası, GSYİH’nin yüzde 12’si oranında ve ihracat, GSYİH’nın % 40’ını oluşturuyor. Çin’de reel yatırım GSYİH’nin % 45’i ve bu yatırımdan emlak ve altyapı harcamaları çıkarıldığında kalan sermaye harcamalarının yarısı yeni sermaye ürünleri üretimine gidiyor, böylece ihraç ürünleri üretimi artıyor. Özetle ihracatlar ve yatırım GSYİH’nin %80’nini temsil ediyor, Çin’deki toplam talebin çoğu ihracat bazlı büyüme devam ettirebilmesine bağımlı. Fakat sorun Çin ihracatının temel pazarı olan ABD tüketicisinin 20 yıldır ilk defa çöküşte olması."
Nouriel Roubini ile daha önce birlikte çalışan Brad Setser isim vermemekle birlikte Roubini’nin Çin için karamsar tablo çizdiğini düşünüyor. Oxford Üniversitesi´nde Küresel Eknomik Yönetim Programı’nda görevli olan Setser daha ölçülü bir tablo çiziyor:
"a) Çin büyümesinin büyük bir kısmı ihracattan gelmedi. Gelemezdi. Net ihracatlar tek başına yüzde 10 büyüme sağlamaz.
b) 2005, 2006 ve 2007’de net ihracat Çin büyümesine yüzde 2-3 katkı yaptı."
Dünya Bankası net ihracatın bu yıl Çin büyümesine katkısı yüzde 1.5 civarında olmasını bekliyor.
ABD tüketimdeki büyük daralma, euro karşısında Çin para birimi yuanın değer kazanması, Avrupa’daki yavaşlama ve Çin’den gelen son veriler ihracatın yakın zamanda düşeceğini gösteriyor. Bunun da Çin’in büyümesini yavaşlatacağı kesin.
Umarız Roubini bu kez yanılır ve dünya ekonomisi daha büyük bir bunalıma sürüklenmez.
-
[B][COLOR="Red"]Wall Street işsizliğe rağmen yükseldi[/COLOR][/B]
Wall Street´te iki günde % 10´luk kaybon ardından beklenenden yüksek gelen işsizlik rakamları fazla öne çıkmadı ve endeksler yükselerek kapandı.
Hisseler günün çoğunda yüksek seviyelerde gezindi; GM´nin kötü bir çeyrek raporu açıklaması ve seçilmiş Başkan Barack Obama´nın basın toplantısı sırasında endeksler biraz geri çekildi. Piyasa, Obama´dan istediklerini duyamadı ama bu kez konuşma endeksleri düşüremedi.. Endeksler kayıpların hepsini geri kazandı, son yarım saatte günün en yüksek seviyelerine ulaştı.
Obama´dan canlanma paketi ve alınabilecek diğer önlemler konusunda daha kararlı bir konuşma yapması bekleniyordu ancak Obama, önlemlerin acilen alınması gerektiğini belirtmekle birlikte geçici dönemde bu yasalar geçmezse ilk iş olarak bu konuya odaklanacağını söyledi.
Dow Jones Sanayi Ortalaması 248.10 yani %2.9 artışla kapanışı 8943.89´dan yaptı. S&P Endeksi de %2.9 oranında artış yaşadı Nasdaq´da artış %2.4 olarak gerçekleşti.
Önceki iki günde Dow Jones´un %10 değer kaybetmesi ve kayıtlara en kötü iki günlük performans olarak geçmesinden sonra bu yükseliş geçici bir düzeltme olarak algılandı.
Ralli hisseleri dipten çıkarmak için yeterli değildi ve Dow Jones haftayı %4 aşağıda kapadı. Bu da Dow için Harry Truman´ın başkan seçildiği 1948´ten beri en kötü başkanlık seçimi haftasına işaret etti. S&P ve Nasdaq ise 2000´de George Bush ve Al Gore´un yenişememesinden ve seçim belirsizliğinin sürmesinden bu yana en kötü hafta performansı sergiledi.
Küçük şirketleri kapsayan Russel 2000 endeksi de bu hafta yaklaşık %6 düşüş yaşadı. S&P sektör endekslerinden 10´undan 9´u haftayı kayıpla kapadı. Tek artış yaklaşık %1.5 ile telekom sektöründe yaşandı.
Bununla birlikte başkanlık seçimiyle birlikte piyasalar için belirsizliğin temel kaynağı geride kalmış gözüktü, volatilite endeksi VIX geçen hafta % 6 düşüşle 56.10 seviyesine indi.
-
[B][COLOR="Red"]ABD´de otomotiv için de kurtarma[/COLOR][/B]
Demokrat kongre liderleri Hazine Sekreteri Henry Paulson´ı geçen ay onaylanan 700 milyonluk kurtarma paketini ABD otomobil üreticilerinde borç verme de kullanması için teşvik ediyor.
Beyaz Saray sözcüsü Nancy Pelosi ve Senato Çoğunluk lideri Harry Reid, Paulson´a bir mektup göndererek kurtarma planının ona satınalma da geniş bir takdir bıraktığını ifade ettiler.
General Motors, Ford Motor ve Chrysler 25 yılın en kötü otomobil piyasasında 50 milyar dolarlık kredi yardımına ihtiyaç duyuyor.
-
[B][COLOR="Red"]Sıcak para iki ayda 44.4 milyar dolar eridi[/COLOR][/B]
"Sıcak para" olarak da adlandırılan kısa vadeli yabancı finansal sermayenin Türkiye'deki portföyünde, küresel mali krizin kasırgaya dönüştüğü, sermaye çıkışı ile Borsa'da hızlı düşüş, kurlarda yükseliş yaşanan son haftalarda rekor boyutta küçülme yaşandı. 2007 sonunda 107 milyar doların üzerinde bulunan sıcak para 24 Ekim itibariyle 45 milyar dolara kadar indi. Sıcak parada yılbaşına göre erime 62 milyar dolara ulaştı. Bunun da 44.5 milyar doları son iki ayda gerçekleşti. Yabancı yatırımcıların Türkiye'de borsa, devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) ve mevduatta tuttukları; "sıcak para" olarak adlandırılan portföylerinin büyüklüğü, 24 Ekim itibariyle 45 milyar 47 milyon dolar düzeyine geriledi. 2007 sonunda 107 milyar 39 milyon dolar olan sıcak parada 24 Ekim'e kadar olan dönemdeki küçülme 61 milyar 992 milyon dolarak ulaştı. Sıcak para hacmindeki küçülme hem yabancıların portföylerini çözerek paralarını götürmeleri, hem de Borsa'daki düşüş, faiz ve kurdaki yükselme sonucu kalan portföyün dolar cinsinden değerinin düşmesinden kaynaklandı.
[B]Borsada büyük kayıp[/B]
Yabancıların 24 Ekim itibariyle Türkiye'deki sıcak para yatırımlarının 22 milyar 244 milyon dolarını İMKB'deki hisse senedi portföyü oluşturdu. Söz konusu portföy 2007 sonunda 70 milyar 309 milyon dolar düzeyinde bulunuyordu. Buna göre yılbaşından 24 Ekim'e kadar olan dönemde yabancıların İMKB portföyünde yüzde 68.4 oranında 48 milyar 65 milyon dolarlık küçülme yaşandı. Yabancıların DİBS portföyünün değeri de yılbaşından bu yana 15 milyar dolar eriyerek, 24 Ekim itibariyle 16 milyar 745 milyon dolara kadar indi. Yabancıların Türk bankacılık sistemindeki mevduatlarının tutarı ise 2007 sonuna göre 1 milyar 80 milyon dolar artarak 6 milyar 58 milyon dolar düzeyinde oluştu. Söz konusu mevduat hacminde de son haftada 324 milyon dolarlık bir azalma olduğu gözlendi.
-
[B][COLOR="Red"]‘Türkiye, krizden ilk kurtulan ülke olacak’[/COLOR][/B]
Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, önümüzdeki yıl ekonomik büyümenin yavaşlayacağını düşünüyor.
İş dünyası, Türkiye’nin küresel krizden en az hasarla kurtulması için yapısal reformların sürdürülmesini istiyor. Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, son 5 yılda yapılanların devam etmesi halinde krizden ilk kurtulan ülkenin Türkiye olacağını düşünüyor.
Önümüzdeki yılın zor geçeceğini, piyasaların ancak 2010’dan sonra rahata kavuşacağını öngören Şahenk, krizin bitmesiyle Türkiye’nin çıkışını sürdürerek dünyada yatırım yapılacak yerlerin başında geleceğini söyledi. Bir toplantıya katılmak üzere geldiği Antalya’da gazetecilerin sorularını cevaplayan Doğuş Grubu’nun patronuna göre küresel kriz sü-recinde Türkiye’nin ev ödevlerini tam olarak yapması gerekiyor. Krizin asıl etkisini gelecek sene göstereceğine dikkat çekiyor. Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, önümüzdeki yıl ekonomik büyümenin yavaşlayacağını düşünüyor. Dünyadaki yatırım ve para akışının yavaşladığı bir dönemde eskisi gibi yüksek oranda büyüme zor. Bu konuda gereksiz bir beklenti içine girilmemesi gerekiyor. Türkiye'nin bankalarıyla, iş dünyasıyla, devlet bilançosuyla geçmiş dönemlere nazaran daha güçlü olduğuna işaret eden Şahenk, bunun da krizin rahat atlatılmasına yardımcı olduğunu ifade etti. Şahenk, bütçeyi iyi yönettiğini vurguladığı hükümeti mali disiplinden taviz vermediği için takdir ettiğini söyledi. Türkiye'nin son 5 yılda yaptığı önemli atılımlardan birinin de ihracat piyasalarının çeşidini artırmak olduğunu vurgulayan Şahenk, şöyle konuştu: "Sadece Avrupa'ya ihracat yapmıyoruz. Eskisine göre komşularımıza daha fazla ihracat yapıyoruz. Güçlü bir ihracat sektörü var. Bu sayede krizden diğer ülkelere göre daha az hasarla çıkacağız. Bu konuda Türkiye'ye güveniyorum." Şahenk, IMF ile yeni bir anlaşmaya ihtiyaç olup olmadığı konusundaki görüşlerini de dile getirdi. Şahenk, Türkiye'nin IMF ile kendisine zarar vermeyecek şekilde bir anlaşma imzalamasında fayda olduğunu düşünüyor. ‘Bundan 9 ay önce IMF'siz yolumuza devam edeceğimizi düşünüyordum.' diyen Şahenk, şu anda dünyada genel bir güvensizlik ortamı olduğunu belirterek, bu durumda IMF'nin bir sigorta poliçesi olarak kullanılmasının önemini vurguladı.
-
[B][COLOR="Red"]Çin 586 milyar dolarlık paket açıkladı[/COLOR][/B]
Çin hükümeti, iç talebi canlandırmaya yönelik 586 milyar dolarlık (4 trilyon yuan) teşvik paketi açıkladı.
Başbakanlığın resmi internet sitesinde yer alan açıklamaya göre, Çin kabinesi, altyapı ve sosyal refah için 2010 yılı sonuna kadar 586 milyar dolar (4 trilyon yuan) harcamayı öngören planı onayladı.
Açıklamada, Çin'in, etkin bir mali politikayı benimseyeceği, 17,5 milyar dolarlık (120 milyar yuan) vergi yardımları sunulacağı ifade edildi.
Ayrıntılara yer verilmeyen planla, kırsal ve kentsel gelirin artırılacağı, ticari bankaların kredi limitlerini, öncelikli projelere ve kırsal kalkınmaya kaydıracağı kaydedildi.
Ekonomisi ihracata dayalı olan Çin, ABD ve Avrupa'daki ekonomik yavaşlamanın etkilerini hissetmeye başlayınca, Çin Merkez Bankası 2 aydan kısa sürede faiz oranlarını 3 kez düşürdü.
Çin ekonomisi, 3. çeyrekte yüzde 9 büyüyerek, son 5 yılın en düşük büyüme seviyesini kaydetti.
-
Amerikada vaziyet giderek kötüleşiyor anlaşılan. Her yer kötümser iyi bir şey yok bu durum medyanın ve kalabalıkların dilinde artık. Fakat bizim borsanın kötü puslu havaları sevdiğini de unutmamak gerek. Olmadık yerde olmadık ters hareketlere girişebiliyor bazen.İçerde önümüzde 2009 Mart'a kadar speküle edilebilecek yerel seçimler ve yeni bir kapatma davası ihtimali var.Yine çoğunluğun beklediğinin tersi bir durum olursa ilginç olacak.