finansal krizler ve dayanak varlıklar

2008 krizi finansal bir kriz olup dayanak varlığı ev fiatlarıydı..morgıç krizi adı

altında dünya kriz sayfalarında yerini alacaktır....bir sonraki finansal krizi

her zaman olduğu gibi aç gözlü insanoğlu çıkaracaktır...günümüzde eski

dayanak varlık olan ev fiatlarının yerini hisse fiatları almıştır....spot hisse

fiatları...bizde u 30 dediğimiz hisselerin fiatları...türev enstrümanlar artık

bu yeni dayanak varlık üzerine inşa edilmektedir....

[B]neden bu yola başvuruldu......bu yol kolay ,kestirme ve sosyal adil olmayan[/B]

[B]bir yoldur.....[/B]

[B]veee...dayanak varlıklar ne kadar dayanıklı.......[/B]

konuşacağız.............

Kıyamet günü ne zaman?
Mugalata yok, işte size matematik, yani rakamlar:
30 Eylül itibarıyla Türkiye’deki yabancı kaynak miktarı 117 milyar dolara erişti!
Peki bu paralar nerelerde mi faaliyet gösteriyor?
75 milyar doları borsada!
33 milyar doları hazine bonolarında!
9.5 milyar doları da mevduatta!
Gördüğünüz gibi gelen 117 milyar dolarla üretim yapılmıyor ya da tek bir çivi bile çakılmıyor.
Başka bir anlatımla gelen kaynak, sıcak para yani faize ya da vurguna gelmiş, sömürecek ve ülke üretimine ya da istihdamına zerre bir katkısı olmaksızın geri gidecek!
Bu şekilde her yıl bu fakir ülkenin onlarca milyar doları elin yabancısına peşkeş çekiliyor!
Peki iktidar buna niçin mi ses çıkarmıyor?
Günü kurtarmak için!
Cari açık SOS veriyor, geçen yılın aynı dönemine göre cari açıktaki artış yüzde 220, dolayısıyla işte o açık bu sıcak para ile kapatılıyor.
8 yıldır aynı tiyatro devam ediyor.
Malum sıcak para kurların düşmesi ve dolayısıyla yerli üretimi stop ettirip ithalatın patlaması demek ki Türkiye’de olan budur.
Eskiden üreten KOBİ’ler vardı şimdi büyük ithalatçılar var!
Peki bu saadet zinciri ne zamana kadar mı?
Sıcak para ülkeyi terk edene kadar!
Biliniz ki o para çıktığı gün ülkede kıyamet kopacak ve dolar bir anda 3 milyona dayanacaktır.
Bütün dünya sıcak paraya tedbirler alırken bizimkiler seçim yılındayız diye başka bir argümanı da olmadığı için önlem yerine teşvik ediyor!.. Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete haberiniz olsun!

son derece önemli bir konu için topik açtım..görüyorum ki ilgi ve alaka yok..sadece

kayahan yazmış...kendisini teprik ediyorum....

ilk yazıyı ben yazmak istemedim özellikle....katılımı görmek,fikirleri duymak istedim..

gördüğüm herkesin ama herkesin kısa vadede para kazanma hırsında olduğu....

insanlar ekmek derdinde.......

bizi bu hale getirenler utansın.....

İstanbul Balonları…
Mustafa Sönmez

İstanbul, dışarıdan bir gözlemciyi çarpacak hummalı bir büyüme fotoğrafı veriyor. Bir biri ardına yükselen gökdelenler, altyapı için şantiyeler, her milletten yabancı ziyaretçiler, lüks otomobiller, mahşeri kalabalığıyla hava limanları, yeme-içme mekanları, festivaller…Bir canlılık, bir bolluk fotoğrafı ki, sormayın gitsin…Ne kadarı gerçek, ne kadarı “görüntü”?

73 milyona ulaşan Türkiye nüfusunun yüzde 18-19’unu tek başına barındıran İstanbul, ülke milli gelirinin yaklaşık yüzde 30’unu üretiyor. İstanbul, Türkiye istihdamının yüzde 20’sini gerçekleştiriyor. Türkiye dış ticaretinin yüzde 55’e yakını İstanbul limanlarından yapılıyor. Vergilerin yüzde 40’ı İstanbul’dan toplanıyor.

1980 öncesinin azman sanayi merkezi İstanbul’a hükmeden büyük holdingler, 1980 sonrası sanayiyi çevre illere aktarıp holding merkezlerinden yatırımları yönlendirmeyi, sanayinin düşük kar oranlı olanlarını “Anadolu kaplanları”na bırakıp kendileri, finans, iletişim-bilişim gibi yüksek kar oranlı sektörlere, İstanbul’un yükselen kent rantını paylaşmaya yöneldiler. Küreselleşmenin kontrol kulelerinden biri olmaya talip İstanbul’un, dünya kapitalizmi ile entegrasyonu arttıkça , ülkenin diğer bölgeleri ile arasındaki uçurum da büyüdü. 2006 yılına gelindiğinde İstanbul’un kişi başına geliri, Türkiye ortalamasının yüzde 55 üzerindeydi. İstanbul, eskisinden daha da “merkez”, daha dominant duruma geldi. Ülke ekonomisinin büyümesi, İstanbul’dan başlıyor, iç içe dalgalar gibi Marmara’ya, oradan Anadolu’ya yayılıyor. Aynı şekilde, ekonomide daralmada da , kuraklık İstanbul’dan başlıyor ve yine aynı senkronla ülkede yaşanıyor.

***
Bugünlerde İstanbul’daki canlanma görüntüsünün ardında ne var? Küresel depremin etkisiyle 2009’da, ekonomide yaşanan yüzde 5’e yakın daralmanın İstanbul özelindeki boyutunu henüz TÜİK açıklamadı. Ama, önceki yıllardan biliyoruz ki, Türkiye geneli büyüme-daralma ortalamalarının biraz üstünde büyüyüp küçülüyor İstanbul. 2009’da, krizi bir “V” yaparak yaşayan Türkiye ekonomisinin, 2010’daki yeniden büyüme sürecinde tabi ki İstanbul’daki canlanma var. Bu canlanmanın lokomotifi de, borsaya ve devlet kağıtlarına yatırıma gelen yabancı sermayenin “sıcak para” biçimi. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası(İMKB), 100 endeksi 2009’u 53 bin puanla kapatmışken 2010’da sıcak paranın akışıyla hızla yükseldi ve 2010 Ekim’inde zirve yaparak 71 bin puanlara geldi. Bu, yüzde 33’e yakın bir artıştı ve dünya borsalarında böyle bir tırmanışın emsali yoktu. Borsadaki büyüklüğü 75 milyar dolar ile yüzde 70’e yaklaşan sıcak paranın bu “teveccühü”nü bütün dünya ilgiyle izlerken, bunun bir varlık balonuna yol açtığını da söylemeden edemiyorlar. Öyle böyle değil, İMKB’deki şirketlerin piyasa değeri 2009’da 235 milyar dolar olarak ölçülürken bugün bu değer yüzde 47 artışla 346 milyar doları bulmuş durumda. İşte İstanbul balonlarından biri bu…

***

İstanbul’a akan spekülatif sıcak paranın en çok tetiklediği sektörlerin başında İstanbul’un inşaat yatırımları geliyor. Gazetelerin, özellikle hafta sonu sayfalarının yarısı, büyük inşaat firmalarının satılık konut,villa inşaatlarının ilanlarıyla sıvanıyor. Büyük reklam kampanyaları ile inşaatlar başlamadan daireler sözleşmelerle satılıyor, konut kredileri hızla artıyor. Yapılmamış teslim edilmemiş konutların durmadan prim yapmış görünüyor.

Hazine verilerine göre, finans sektörü dışındaki özel sektörün dış borç stoku 85 milyar dolara yakın ve inşaat, gayrimenkul geliştirme alt sektörleri, bu borçlanmadan yaklaşık yüzde 30 pay almış durumda. İnşaat sektörü, İstanbul’u her gelir grubuna uygun konut, kentsel dönüşüm projeleri, rezidans, villa inşaatlarıyla, alış veriş merkezleri,ofis inşaatlarıyla donattıktan sonra bu alanlar belli bir doygunluğa ulaşınca hızla otel yatırımlarına yöneldi. İstanbul’un 2010 yatırımlarının yarısını konaklama yatırımları oluşturur hale geldi. İnşaat-gayrimenkul sektöründeki patlamaya, kamunun, belediyelerin altyapı yatırımları eşlik ediyor. İstanbul halkının eğitim,sağlık gibi sosyal ihtiyaçlarına harcanabilecek kamu kaynakları, daha çok ulaştırma ağırlıklı yatırımlara harcanıyor.

***

İstanbul inşaat sektöründeki balonlaşma gözle görülür durumda ve akla hemen Dubai’yi getiriyor. Hatırlanacaktır; Dubai'nin, “Bölgenin Finans Merkezi” olma iddiasıyla başlattığı devasa yatırımlara, sıcak para baronları da önemli yatırımlar yapmışlardı. Küresel krizle birlikte, yapılamayan satışlar, askıya alınan yatırım niyetleri, Dubai'de dev projeleri de arka arkaya sarstı. Tutarı 30 milyar doları bulan konut projesi iptal edildi. 2008'e kadar Dubai'de gayri menkuller inşaat başlamadan satılıyor ve sürekli prim yapıyordu. Global krizle ofis fiyatları yüzde 60, rezidans fiyatları yüzde 50 düştü. Tamamlanmış ofislerin yüzde 60'ı aylarca kiracı bulamadı.

İstanbul’da dış kaynağa dayalı inşaat hamlesinin sürüklediği büyümenin başına, umalım Dubai’de olanlar gelmesin. Ama, kesin olan bir şey var; İstanbul balonları şiştikçe şişiyor.

86.500..şort.cover......

yukarı çıkarsa basarım haaa....

iyi tatiller........

konu başlığı son derece önemli...ama ilgi çekmemiş....

herkes kısa vadede para kazanma peşinde..yaşamak için.....saygı duyuyorum...

mevzubahis para ise....o zaman trade........

yeni topiğiniz hayırlı olsun sn boz abi...yazılarınızı okumak büyük şeref. saolun emekleriniz için.

[quote=kemal52x;303482]yeni topiğiniz hayırlı olsun sn boz abi...yazılarınızı okumak büyük şeref. saolun emekleriniz için.[/quote]



[I]teşekkür ediyorum güzel kardeşim....elimden ne kadar gelirse yazmaya [/I]

[I]çalışıyorum........[/I]

[I]bugün için 87.200-87.400 aralığına gelirse poz..açarım..gelmezse tatile [/I]

[I]flatt girmeyi düşünüyorum...[/I]

şimdiden hayırlı tatiller boz abi

87.450 kısa.........

87.700..ilave kısa...

1/2 poz...kısa açtım....

87.550...şort.cover....ve flatt...

tatili rahat geçirelim.........

iyi tatiller..

Sn Bozayı Hayırlı olsun yeni topic inş bol kazanclar getirir tüm Ky

KONUT FİYATLARINA NELER OLUYOR


21.10.2010 22:19


Konut satışları patladı mı? İnsanlar, televizyon reklamlarında maketini yada animasyonunu gördükleri, henüz yapılmamış konutları satın almak için ellerindeki avuçlarındaki birikimi toparlayıp sabahın köründe firma kapılarında kuyruğa giriyorlar. Bir yanda kriz var diğer yanda bu görüntü. Herkesin kafası karışık. Madem ekonomi kötü, vatandaşın parası yok, peki bu konutları kim, neden alıyor? Yoksa gerçekten krizden çıktık ta bizim mi haberimiz yok.

Soruyu daha basit hale getirelim. İnsanlar, henüz temeli bile atılmamış konutları alma konusunda niçin bu kadar istekli?

Ekonomik durum açısından bizle aynı gurupta kabul edilen ülkeler, ABD’nin uyguladığı parasal gevşeme politikalarına karşın, sıcak paraya vergi koyarak veya mevcut vergileri artırarak kendi ekonomilerini korumaya çalışırken, bizde sıcak para girişlerine hiçbir denetim ve vergi uygulanmıyor olması ülkemizi kısa vadeli fonların en gözde ülkelerinden biri haline getirmiş durumda. Bunun en önemli göstergesi ise TL’nin aşırı değerlenmesi. Bu durum uzun yıllardır birikimlerini döviz de tutarak değerini korumaya çalışan insanlar için en azından kısa vadede denizin bitmiş olduğunu göstermektedir. (The New York Times gazetesinin internet sayfasında yer alan 19.Ekim 2010 tarihli ve London Thomas Jr. İmzalı haberin başlığı “Turkey’s Rapidly Rising Currency Has Downside”yani” Değeri Hızla Artan TL’de Durum Tersine Dönebilir”, ancak bu konu başka bir yazının konusu.)

GAYRIMENKUL DEĞERLENDİRME YOLU

Aynı durum TL vadeli hesaplar için de söz konusudur. Kredi faizlerinin yaklaşık yıllık %25 olduğu bir ortamda, 1 yıl vadeli mevduat faizlerinin yaklaşık %8,5 olması, enflasyon da hesaba katıldığında banka faizlerinin paranıza reel getiri sağlamadığını ortaya koymaktadır. Bu durum az veya çok, birikimlerini yüksek faiz ve dövizde tutarak korumaya/değerlendirmeye alışmış olan insanları, birikimlerinin değerini koruyabilmek konusunda yeni seçenekler arama zorunda bırakmış durumda. Birikimleri az olanlar yatırım fonu alarak bankaları fonlar, diğer bir kısım insan, Hintliler düğün yapacakmış bu yüzden altının değeri daha da artacak deyip, altın almaya koşarken, birikimleri nispeten daha fazla olan, düzenli gelir garantisi olduğunu düşünen bir kesim için ise eldeki parayı değerlendirmenin en güvenli yolu gayrimenkul.

Bu kesimin beklentisi, geçmişte olduğu gibi, bundan sonrada konut fiyatlarının artacağı. Argümanları güçlü. Kırsal nüfus azalırken, kentlere göç artıyor, yeni gelenlerin barınacak bir konuta ihtiyacı olacağı kesin. Zaten konut açığı da var. Bu durumda konut veya gayrimenkul alan kişilerin zarar etmesi diye bir şey de söz konusu değil. Bizlerin ev sahibi olması amacıyla para satan (kredi veren) bankalar da, maketten konut satan firmalar da aynı fikirde. Bu işin kaybedeni yok. Alan da satanda, reklamcı da, bankacıda karlı gibi. Tam kazan kazan durumu.

Bu noktada sorulması gereken soru, ilk bakışta mantıklı gelen bu argümanların doğruluğunun güvenilir ve güncel verilerle desteklenip desteklenmediğidir. Kamu kuruluşu olan TOKİ’de bile, konut teslim sürelerinde ciddi gecikmelerin ve üretim hatalarından kaynaklanan şikayetlerin yoğun olarak yaşandığı bir ortamda, makete bakarak satın aldığınız evin, zamanında ve vaat edildiği şekilde tamamlanarak teslim edilebileceğinden nasıl emin olabiliriz? Aksi bir durumda haklarınız ve sorumluluklarınız nelerdir? Her şey yolunda gidip konutunuzu zamanında ve taahhüt edilen nitelikte teslim almanız durumunda, kiraya vererek en azından banka borç taksitlerini sorunsuzca ödemenizi sağlayacak düzenli bir kira geliri elde edebilecek, ya da başka birine daha yüksek fiyatla satabilecekmisiniz?

Bu soruların doğru yanıtlarını verebilmek için doğru verilere sahip olmamız gerekmektedir. Peki, bu veriler doğru, güncel ve yeterli olarak mevcut mu? Mevcutsa, düzenli olarak kamuoyu ile paylaşılıyor mu? Ortalıkta dolaşan bilgiler, güvenilir kaynaklarca derlenen, doğru bilgiler mi?

GÜVENİLİR DEĞİL

Gelişmiş ülkelerden farklı olarak, maalesef ülkemizdeki mevcut konut stokunun, nitelik ve nicelik açısından durumu hakkında (gerek ülke geneli, gerekse iller bazında) yeterli, güncel ve güvenilir veri bulunmadığını belirtmeliyiz. Bu durum, gerek konut ihtiyacı (ihtiyacın olup olmadığı, varsa ihtiyacın nerde olduğu, ihtiyaç duyan kesimin gelir durumu, barınma mı yoksa yatırım amacıyla mı ihtiyaç duyulduğu, vb) gerekse ihtiyacın niteliği (konut arzının yeri, konutun büyüklüğü, kalitesi, çalışma alanlarıyla ilişkisi, vb.) konusunda söylenen tüm lafların gerçekliğini tartışmalı hale getirmektedir.

Aynı durum müteahhit firmaların maddi durumları ve güvenilirlikleri için de geçerlidir. Ülkemizde müteahhit olmak için ne teknik, ne de maddi yeterlilik açısından herhangi bir koşul söz konusu değildir. Bu durumun yanlışlığı Körfez depremi sonrasında çokça gündeme gelmiş ancak sonra yine unutulmuş, unutturulmuştur.

Doğru ve güvenilir bilginin bulunmadığı bir ortam da, toplumun tek bilgilenme yolu, konunun tarafları tarafından, topluma sunulan ve çoğu birbiriyle dahi çelişen spekülatif bilgiler ile malını satmak isteyen kişilerin yapmış oldukları tek yönlü bilgilendirmelerle sınırlı kalmaktadır.

Konut sektörünün içinde bulunduğu durum 08.07.2010 tarihli Sabah Gazetesinde, “Konut Satışları Durdu” başlığıyla kamuoyuyla paylaşılırken, CNN Türk Veb sayfasında 25.08.2010 tarihinde aynı konuKonut Satışları “Canlanıyor” başlıklı bir haberin konusu olmuş

Konut Müsteşarlığı tarafından 2002 yılında yapılan “2000-2010 Türkiye Konut İhtiyacı Araştırması”na göre, 2010 yılı için Ruhsatlı Konut Açığı (ruhsatsız binalar ve gecekonduların tamamının yıkılacağı varsayıldığında) 5.480.224olarak tespit edilmiş olmasına ve TÜİK verilerine göre, 2002-2010 Haziran arasında, söz edilen açığın yaklaşık 2/3’ünü karşılayacak sayıdaki, 3.763.016 daire için yapı ruhsatı verilmiş olmasına karşın, TOKİ başkanının neye dayanarak söylediğini bilmediğimiz “Türkiye’de şehirlerde bulunan 14,5 milyon konutun yarısının yenilenmesi gerekiyor” şeklindeki demecini nasıl yorumlamamız gerekmektedir?

Sadece bu iki örnek dahi, bırakınız sıradan insanları, konuyla ilgili fikir söyleme gücünü kendinde bulan kişiler arasındaki, en hafif tanımlamayla kafa karışıklığını ortaya koymak için yeterlidir.

ABD, konut verilerinin en detaylı ve sağlıklı olarak tutulduğu ve kamuoyuyla düzenli olarak paylaşıldığı ülkelerden birisidir. Durum böyle olmasına karşın, konut fiyatlarının sürekli artmasından kaynaklanan (bu sistemin işleyişi başka bir yazının konusudur) sahte cennet, sıradan vatandaşın gerçekleri görmesini engellemiş, Amerika tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birinin yaşanmasının tetikleyicisi olmuş, bankalardan almış oldukları konut kredilerini ödeyemedikleri için, krizin çıktığı 2008 yılı başından bu yana yaklaşık 2,5 milyon aile evini kaybetmiştir. New York Fed Başkanı Wiliam Dudley, yakın zamanda yaptığı bir açıklamada; "Konut Sektöründe Durum, ABD Ekonomisi İçin Belirsiz Olmaya Devam Ediyor" demektedir.

Çin, spekülatif konut yatırımlarının ekonomi üzerinde yarattığı olumsuz baskıyı ortadan kaldırmak için ciddi önlemler almak zorunda kalmaktadır.

TEHLİKELİ POTANSİYEL

Söylemek istediğimiz, konut konusunda yapılacak yanlış hesapların gerek aileler, gerekse ekonominin bütünü için çok büyük sorunlar yaratabilecek bir potansiyele sahip olduğudur.

İnşaat sektörünün bankacılık sistemine olan borcu, 2004 yılı başında yaklaşık 3.3 milyar TL iken 2010 yılının 8. ayında yaklaşık olarak 29.4 milyar TL’ ye ulaşmıştır. Gayri nakdi kredilerde de durum farklı değildir. 2004 yılı başında yaklaşık 6.5 milyar TL olan gayri nakdi krediler 2010 yılının 8. ayında, yaklaşık olarak 31.6 milyar TL’ ye ulaşmıştır. Bu durum, inşat sektörünün ciddi boyutta bir faiz yükünü üstlenmesi anlamına gelmektedir ki, sektörün büyüklüğü de dikkate alındığında, bu küçümsenebilecek bir miktar değildir.

6 Ağustos 2009 tarihli Hürriyet Gazetesinde yer alan “250 bin lüks konut elde kaldı” başlıklı Gamze Tüfekçi imzalı haberde); TÜİK’in yaptığı araştırmaya göre, 250 bin adet satılamayan konut bulunduğu, 2010 başı itibarıyla bu sayının 400 bini bulacağı belirtiliyor denilmektedir. 2010 yılının ilk yarısına ilişkin konut satışı rakamları söz konusu stokun eritilmesine ilişkin olumlu veriler sunmamaktadır. Bu durum, sektörün ciddi bir stok maliyetini üstlenmesi anlamına gelmektedir.

Ağustos 2010 itibarıyla Ferdi Konut Kredilerinin de 54 Milyar TL sınırına ulaşmış olduğu da dikkate alındığında, konut almayı düşünen kişilerin bu gerçeklerin farkında olarak karar vermelerinde yarar bulunduğu kanısındayız.

Ahmet Müfit

Odatv.com

Yeni topiğiniz hayırlı olsun makro yazılarınızı okumak büyük keyif.
Saglıklı huzurlu bol kazançlar vakit ayırıp yazdıgınız için teşekkürker.

ilk parti KISA 89.200...den........1/4...poz..

yukarda 91.000 aşağıda 86.500-84.000-82.500.. var....

bant geniş......

zamanlama çok önemli...çok kritik bir hafta...bundan dolayı bugünden oyun planımı

yazmayacağım..zamanı gelince yazacağım.....zamanı gelince burdayım......

kara günü/günleri analiz ediyorum......

yakında burada....

[B]düşmek için çıkacak .........anahtar kelime bu.....[/B]

[B]bundan dolayı zamanlama çok önemli......işte çıkıyor....[/B]

[B]acele yok......[/B]

slow trader olmayanlar dönüşü beklemeliler....

dönüşü muhteşem olacak......ayu kardeşlerime müjde.....

QE2..........

FED..en kahraman RIDVAN....

fed neden bu yola başvuruyor..deflasyon korkusu,abd ekonomisinin büyümesi vs.vs..

amacı servet etkisinden faydalanmak....krizin başından beri çin ve almanyayı ayrı

tutarsak gelişmiş ülkeler aynı yola başvuruyorlar...SERVET ETKİSİ...

neden..çünkü kısa vadeli ve kolay..para politikaları ile yapılabilen olay...

gerçek çözüm uzun vadeli ve zor...para politikası yetmez..iktidarların ömrü yetmez..

çarşamba önemli gün...fed kumar oynuyor...bu son hamle olabilir.......

çok önemli etkileri olacak....borsalar ,pariteler ve emtialar üzerinde....

88.750..şort.cover..flatt..

kısada arkaya yaslanma zamanıda gelecek....sabır...

büyük puan için sabır , disiplin...[B]ve zamanlama...[/B]

[quote=boz ayı;303833]yukarda 91.000 aşağıda 86.500-84.000-82.500.. var....

bant geniş......[/quote]



[I]rakkamlar yukarda ....[/I]

[I]görüşürüz pala.....[/I]

[I]geleceğim....ŞELALE başlayacak..........bekle beni.........:..:[/I]

89.200 şort.....

önce 89.200..ü geç bakalım..

bu kötü data fed..in parasal miktarını arttıracak etkide...kişisel gelirler ve harcamalar..

artı işsizlik......bu datalar kötü ise FED beklenenden fazla parayı piyasaya verebilir..

çarşamba dahada önem kazandı..

89.000..şort.cover..

yukarda yazdıklarımdan dolayı................

çarşambaya kadar kötü dataların olumsuz etkisi olmayabilir..hatta olumlu etki yapabilir.

acele giden ecele gider...zamanlama...

makro ile trade........iki hafta....sadece iki hafta...

her zaman olmaz...ama bu iki hafta [B]makro önemli....[/B]

[quote=boz ayı;303879]çarşambaya kadar kötü dataların olumsuz etkisi olmayabilir..hatta olumlu etki yapabilir.

acele giden ecele gider...zamanlama...[/quote]



[I]gelen data kötü....bu fed..in parasal genişleme miktarını arttırabilir..[/I]

[I]enflansyon yok..gelir ve harcamalar düşmüş....FED en çok deflasyondan[/I]

[I]korkuyor..bu durumda miktar sürpriz büyüklükte olabilir........[/I]

[I]bozz sabırla bekler.....gece olmadan harekete geçmeyecektir....[/I]

[I]palada 1000 puanım daha kaldı....onuda 5 kat fazlasıyla alacağım...[/I]

.lelele

kötü abd dataları doping etkisi yapabilir...ve yukarı sararız...

dopingin etkisi geçince geberir...ŞELALE..nin altına yatar......

[B]zamanlama.........[/B]

makro verileri incelemeye ve pasif trade etmeye devam..vur-kaç....gerilla taktiği..

esas poz..için gece olmasını beklerim.....karanlıkta baskın ..ormanda...

bekliyorum......................

88.550..long...

longlar stopludur....dow açılışında görüşmek üzere bol şanslar.........

88.750..long.cover....

flatt bekliyelim..fırsat kollayalalım...

BOZ abi yeni sayfa hayırlı olsun. makro acıdan piyasaları izlemek uzun vade icin daima faydalıdır. kumdan kaleler yapmamak adına..

saygılar

bazıları yeni tepe bekliyor...göreceğiz....iki hafta..sadece iki haftada herşey görülecek.

ben düşmek için çıkıyor diyorum..yeni tepe beklemiyorum..ama yeni yükseklik bekliyordum.yaptı..devam edebilir.ama........................
yeni yükseklik ve dahi yeni tepede olsa ( yeni tepe benim planda yok).FED sayesinde

yine düşecek bence..hemde tepeden devrilecek......

bunlardan dolayı yeni tepe bana uyar..çook memnun olurum.....hodri meydan....

yeni tepede ben basarım.....hemde fena basarım...

rakkamlarım belli....

kısa vade teknik bakışla....89.000 altında zayıflık artarak devam eder.......

üstünde normal....89.500 üstünde ise kuvvetlidir...

perşembe gününe kadar geceye poz..yok.....

FED.i görelim..şapkadan tavşan çıkaracakmış......

ne şapkaymış yahu....

bu veri iyi geldi...FED bunalıma girecek.....

ha haaaa....