Geldik zurnanın zırt dediği yerlere
Soru: Hz. Adem'in yaratılışı hakkında Kuran ne demektedir. Şayet, hepimiz Adem ve Havva’dan üremişsek, o zaman insanların çoğalmasında enses ilişki var demektir. Nitekim de öyle inanılmakta ve kardeşler arasında evlilikler eskiye dayandırılmakta ve enses ilişkiler meşrulaştırılmaktadır. Biz, yüce yaratıcının böyle ters bir işe izin vereceğini sanmıyoruz. Ama, bilinen gerçekler de ortada. Siz Kur'an'dan delil getirerek bizi aydınlatır mısınız. İçimizdeki şüpheyi giderir misiniz. Bunu yaparsanız hem bize, hem de bütün bir insanlığa büyük hizmet vermiş olursunuz. Saygılar.
Cevap: İnsanın yaratılışıyla ilgili sayısız ayetlerden bazılarını kendi mealimizden aşağıya aldık. Şimdi, bu ayetleri bir bütünlük içinde incelemeye çalışalım ve yaratılışın nasıl başladığını ve tamamlandığını anlamaya çalışalım:
"İnsan, diğer yaratıklardan ayrılıp anılır ve bahse değer hale gelinciye kadar uzun bir müddet geçirdi. Doğrusu o ki, Biz insanı çeşitli aşamalardan geçirerek oluşturduğumuz nutfeden yarattık Ve sınamak için ona göz ve kulak verdik. Sonra ona doğru olan yolu gösterdik. Artık isterse bütün bunlara şükretsin, isterse de küfretsin."
(İnsan:1-3)
"Ey insanlar! Sizi aynı cevherlerin özünden erkekler ve kadınlar olarak çift çift yaratan, o çiftler aracılığı ile yaratmasını sürdüren Rabbinizden korkun! Adına birbirinizden dileklerde bulunduğunuz Allah’tan ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Çünkü Allah sizi gözlemektedir."
(Nisa:1)
"Ey İnsanlar! Eğer ölümden sonra tekrar dirileceğinizden şüphe ediyorsanız, bilin ki, Biz sizi önce topraktan, sonra da bir zaman dilimi içinde çeşitli evrelerden geçirip pıhtılaştırdığımız sudan, sonra da varlığı belli belirsiz bir küçük et parçacığından yarattık ki, bunu bilip kudretimizi anlayasınız. Sizi dilediğimiz süre rahimlerde tutuyor, sonra doğmanızı sağlıyoruz. Daha sonra gelişip büyürsünüz. Bununla birlikte kiminiz büyümeden ölür, kiminiz de bildiklerini unutacak kadar uzun yaşar ve öyle ölür. Yeryüzünü kupkuru bir çöl gibi gördükten sonra, oraya su indirdiğimizde titreşip kabardığına ve içinden çıkardığı çifter çifter çok güzel bitkilerle o kurumuş yeryüzünü örttüğüne şahit olursunuz
.(Hacc:5)
"Sonra da onu nutfe halinde daha sonraki evrelere ulaşacağı konuma yerleştirdik.Orada nutfeyi alâka (balçığa) çevirdik. O balçık halinden de bir çiğnemlik ete dönüştürdük. O çiğnemlik etten de kemikler ürettik. O kemiklerin üzerini etle örttük. Sonra daha başka aşamalardan geçirerek, son merhale olarak gördüğünüz insanı meydana getirdik. Allah yaratıcıların en güzeli ve en yücesidir.
(Mü'minun:12-14)
"O her şeyi hiç eksiksiz bir yapıda yarattı. İnsanı ilk olarak çamurdan var etti.Sonra da onun neslini basit bir suyu aracı kılarak çoğalttı. Sonra onu şekillendirdi, ve daha sonra da ona ruhundan üfledi ve sizi, işiten, gören ve düşünen varlıklar haline getirdi. Ne kadar da az şükrediyorsunuz öyle."
(Secde:7-9)
"Sizi aslî cevheri toprak olan pıhtılaşmış sudan yaratan ve sonra da çiftler haline getiren Allah'tır. Bir dişinin hamile kalması da, doğurması da O'nun değişmez kanunlarındandır. Bir canlının ömrünün uzatılması da, kısaltılması da O'nun yaratılış kanunlarına bağlıdır. Elbette bütün bu kanunları koymak, O Allah için çok çok kolay işlerdendir.
(Fatır:11)
"O Allah, aslınızı topraktan, daha sonra da çeşitli evrelerden geçirerek pıhtılaştırdığı sudan yaratıyor ve bir bebek olarak dünyaya çıkarıyor. Sonra da zamanla birlikte her açıdan güçlendiriyor, büyütüyor. Daha sonra da ihtiyarlatıyor. Bazılarını gençken öldürüyor, bazılarını da belirli bir zamana kadar yaşatıyor. Ömrünüzü belli bir müddete kadar sürdürmesi, belki de aklınızı başınıza almanız ve düşünmeniz için size verilmiş olan bir müddettir
.(Mü'min:67)
"Bir zamanlar Rabbi’nin meleklere ne dediğini çok iyi düşün!... O, meleklere, "Ben kendine has bir kokuya sahip çamurla, ondan daha sertleşmiş balçığı birleştirip bir insan yaratacağım, onda kemik var edip, onun üzerine de geçireceğim etle biçim vereceğim. Onu tam şekillendirip ruhumdan üflediğimde, ona secde edin!..." demişti.
(Hicr:28-29)
Sizi çeşitli evrelerden geçirerek yerden çıkan bir bitki misali yarattığı halde, bütün bu varlığı hiç yoktan yaratan Allah'ın azametinden niçin korkmuyorsunuz?
(Nuh:14)
Yukarıdaki ayet meallerine
görmek için baktığımızda, açık açık şu aşamaları görürüz.
İnsanın yaratılması dört etapta tamamlanmaktadır ve aynen bitkiler gibi ortaya çıkmaktadır. Toprağın, suyun, ateşin ve havanın bileşiminden oluşuyor insan yaratılışı. Toprağı toprak yapan suyu da su haline getiren bütün cevherler birleşip çamur oluyor, ısının, hararetin iç yapısıyla birleştikten sonra havayla buluşuyor ve fizik yaratılma tamamlanmış oluyor.
Peki fizik olarak bildiğimiz ve tanıdığımız yaratılma ne oluyor da insana dönüşüyor. İşte, bütün mesele buradadır. Toprak, su, ateş ve havadan yaratılan mahluk nasıl oluyor da insan boyutuna sıçrama yapıyor.İşte bu olay, yaratıcının üflediği ruhla bağlantılıdır. Bir bakıma ilahi şuurla insanlaşıyor fizik olarak var olan ve içgüdüleriyle tıpkı hayvanlar gibi yaşamakta olan yaratık.
Dağlara taşlara yapılan sorumluluk alma teklifini yalnız cahul ve zalim beşer kabul ediyor ve ruh üflenme nimetine kavuşmuş oluyor.
Çamur (meni), balçık(yumurta)dan yaratılan beşer, can buluyor, sonra da biçimlenerek, ruh üflenme aşamasına ulaşıyor ve insanlaşıyor.
Evet, yaratılış etapları kısaca böyledir. Suyla karışmış ve Çamurlaşmış, sonra balçıklaşmış, daha sonra da bildiğimiz biçimi almış, ve daha sonra da kendisine ruh üflenerek insanlaşmış bir yaratıktır insanoğlu.
Bildiğimiz insan yapısında bir mahluk yaratılmış, ve iç güdüleriyle yaşamaya başlamış, yaratıcı gücün arzusuyla ruh üflenecek aşamaya gelerek insanlaşmıştır. Ve elbette insan fiziğindeki bu yaratık bütün yaratıkların cevherinden gelmeydi, tıpkı otlar ve diğer yaratıklar gibi tek değildi. İçgüdüleriyle yaşayan bir yaratık zümresiydi ve bu zümre ruh üflenerek insanlık boyutuna sıçratılmıştı.
İşte Adem aleyhi selam bu noktadan sonra devreye girmekteydi. Fizik olarak insan şeklinde, tıpkı diğer bütün yaratıklar gibi içgüdüleriyle yaşayan zümreye ilahi ruh üflenmiş ve insanlık boyutuna sıçratılmıştı. İşte bu sıçramada en çok pay sahibi olan kişi Hz. Adem olmuş ve sıçramadan sonraki insan halinin ilk lideri olmuştu. Yani, üflenen ruhtan en büyük payı almış ve insan olmanın en ileri derecesine ulaşmış ve de eşyanın ve olayların isimlendirilmesini en iyi yapmış kişidir ve insanlaşmış ilk neslin öncüsü olmuştur Hz.Adem. Onun içindir ki, bu ilk insan nesli Adem nesli olarak anılmıştır.
Diğerleri de insandır artık ama, geldikleri aşamanın içgüdüsel karakterini de birlikte getirmişler ve tam insan olamamışlardır. Ve insanın bu yapısı devam edip gitmektedir. Geldikleri iç güdüsel şartlardan vasıflar taşımaktalar ve güdülen cinler olarak kalmaktalar.
Demek oluyor ki, yaratılma tek değildir, çift çifttir ve çoktur. Adem nesli de çoktur ve enses ilişki de yoktur.
Bu yaratılma konusu insan için en önemli bir konudur ancak ontoloji ile uğraşan birçok bilim adamının, yaratılış aşamasının her bir etabına tarifler ve isimler getirerek bir literatür oluşturması gerekmektedir.Selam ve sevgiler. İ.K. 21/Mart/2007
Yer imleri